Son filmi Ane ve leyla ile seyircileri hüsrana uğratan Mesut Uçakan, uzun süredir üzerinde çalıştığı Anka Kuşu adlı filmle herkesin gönlünü alacağa benziyor. Anka Kuşu adlı filmin galası hummalı bir çalışma sarf ediliyor.
Filmleriyle ilk defa başörtüsü sorununa, faili meçhul cinayetlere ve İstiklal Mahkemeleri'ne el atan usta yönetmen Mesut Uçakan, Kasım"da vizyona girecek son filmi “Anka Kuşu/Bana Sırrını Aç”la çok tartışılacak bir çalışmaya imza attığına inanıyor.
Türkiye'nin sosyal / siyasi yapısına dair çok tartışılacak yeni gündem maddelerini beyazperdeye taşıyan Anka Kuşu 9 Kasım'da vizyona girecek.
Başrollerini Yalçın Dümer, Ceren Öztürk, Kenan Bal, Kaan Girgin, Fatih Hürkan ve Gafur Uzuner'in paylaştığı film, gündemdeki hararetini bugün de koruyan kimi siyasi gelişmelere de gönderme yaparak, bir yönetmenin ölümsüzlük sırrını sorgulamasını anlatıyor.
TEKKE VE DERGAH ORTAMI
Modern insanın yaşama dair çıkmazlarını ele alan ve "Anka Kuşu" anaforundan yola çıkan film, “kurtuluş" için seyirciye farklı bir reçete sunuyor. Günümüzün vahşi çatışmalarla dolu ortamında, mutluluğu farklı yerlerde aramak yerine, bizi sonsuzluğun sakin sularına sürüklüyor. Filmin en çarpıcı tarafıysa, filmdeki yönetmenin içinde düştüğü ruh sancılarından kurtuluşunu bir dergahta bulması. Bu açıdan film, tekke ve dergahlara farklı bir pencereden yaklaşıyor.
UÇAKAN: HAYAT, BİR OYUN
'Neden bir film yönetmeninin hayatını ele aldınız' sorusuna, filmdeki olaylarla ilgisi olmadığı, ama duygu ve düşünce planında kendini anlatmaya çalıştığı cevabını veren Uçakan, "Kendim dersem bencillik ettiğimi sanmayın. Kendim diye biri yok ki anlatayım. Her şey bir yanılsamadan ibaret. Gerçekte ne ben varım, ne bir başkası. Hayat, bir oyun. Maksadım bu oyunu göstermek" diyor.
alıntıdır