Kavak Yelleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kavak Yelleri

En ßüyük Kavak Yelleri Fan Sitesi
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 pandomim(sözsüz oyun)...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




pandomim(sözsüz oyun)... Empty
MesajKonu: pandomim(sözsüz oyun)...   pandomim(sözsüz oyun)... Icon_minitimePtsi Haz. 09, 2008 4:24 pm

Pandomim: Sözsüz oyun.

“Bütün sanatlarda olduğu gibi, bakmayı, görmeyi, algılayabilmeyi gerektirir Pandomim.. Pandomim, yapma ile değil görme ile başlar. Önce görmek, algılamak; olduğu gibi görebilmek herşeyi; ama ön yargısız görebilmek ve insanların evrensel noktalarını yakalamayabilmek..”
- Pandomim yapabilmek için beden lisanını bilmek gerek
- Beden lisanını bilmek için duyguları tanımak gerek
- Duyguları tanımak için insanı bilmek gerek
- İnsanı bilmek için, insanın kendisini bilmesi gerek
Yani sanattan, şahsiyet olmaz; şahsiyetten doğar herşey sanatta..




Mim Sanatı: Jestlerle kurulan iletişim

Geniş anlamıyla ele alacak olursak "teatrikal mim" iki farklı düzlemde bulunmaktadır. Marcel Marceau, Ladislav Fialka veya Adam Darius gibi mim gösteri artistlerinin ya da en kapsamlı ifadeyle Charlie Chaplin ve Laurel-Hardy gibi komik yeteneklerin yer aldığı, bir eğlenti türü gözüyle bakılan "salt mim" birinci düzlemi meydana getiriyor. İkinci düzlemde ise "geleneksel bale'de" kullanılan "mim" bulunuyor. Bu düzlemde mim sanatının, teatrikal duyarlılık temelinde sessiz bir sanata dönüştüğünü görüyoruz; balelerde kullanımı ise büyük çeşitlilik sergilemektedir. Değerlendirmeye sokabileceğimiz belirlilik ve açıklıktaki en eski mim örneğini Galeotti'nin "The Whims of Cupid and the Ballet-master" eseriyle onsekizinci yüzyılda buluyoruz. Ondokuzuncu yüzyılda "Rus Balesi"nin yoğun olarak kullandığı mim üslubunu çoğu kişi yakından bilir. Yirminci yüzyılın başlarında Fokine'in "dans-drama"larında lirik mimetik jestlerin en yüksek noktaya vardığını, doruğa ulaştığını görüyoruz. 1920'li yıllarda, Balanchine ve de Valois'nin balelerinde ortak bir stilize mim farkedilir ki daha sonraları Helpmann'dan Morrice'e dek koreografları etkilemiştir.
Mim sözcüğü "taklit etmek" veya "temsil etmek" anlamına gelen Grekçe "mimeisthai" sözcüğünden gelmektedir; form olarak Grek ve Roma kökenlidir. Roma'da mim gösterilerini İsa'nın doğumundan hemen önce görüyoruz. Geleneksel özelliklerden biri olan ve yılda bir yapılan "Floralia Festivali"nde halka açık sahnelerde çıplak kadın oyuncular mim gösterileri yaparlardı. Bizim ilgi alanımızı oluşturan modern mim ise, tamamen sessiz bir sanat olarak gelişmiştir; anlam yükleri salt jest, hareket ve ifade olarak izleyiciye aktarılır. Bu öyle bir sanattır ki heyecanlar, duygular ve dramatik olaylar yalnızca yüzün, uzuvların ve vücudun kullanımıyla yaşam kazanır.
Bale'de mim olayının orijinlerini anlamak istiyorsak onaltıncı, onyedinci ve onsekizinci yüzyılların İtalya'sına bakmalıyız. İlk kez olarak onaltıncı yüzyılda, kadınların "Commedia dell'Arte" adı verilen İtalyan emprovize (doğaçlama) komedilerinde yer almalarına izin verilmişti. Daha önceleri, kadınların seyirciler önünde görülmeleri bayağılık ve aşağılık olarak düşünülüyordu. Sonraları gayet doğal bir şekilde, kadınlar bu tür eğlentili toplantılarda sahneye çıkmaya başladılar; büyüleyici, enerjik ve hevesli bir şekilde dans ettiler, şarkı söylediler ve rol yaptılar. Sahne eserlerinde iki farklı cinsiyetten insanların bir araya gelmeleriyle teatrikal oyunlar alanında yeni fırsatlar, olasılıklar ve gelişmelerin önü açılmış oldu.
Ancak, her ne kadar temsilleri dans formuna çok yakınlaşmış idiyse de, bu kişiler aslında dansçı değillerdi. İşte bu noktada, müziğin eşliğiyle özel bir mim türü kullandılar; işlerinin doğası gereği kesinlikle çok yönlü yetenekler taşıyan sanatçılar olmak zorundaydılar. Profesyonel dansçılar olarak belirdiklerinde, danslarında bir üslup kazanmaya başladıklarını ve sonunda farslarda, dansın yolunu bulduklarını görüyoruz. Giderek gösteriler eşi az bulunur bir inceliğe ulaştı; aynı zamanda deneyim kazandılar. Bu deneyim onların zamanla incelikli ve karmaşık ürünler vermelerinde yardımcı oldu. Komedyenlerden oluşan topluluklar, kendilerine özgü karakterler elde etmeye başladılar ve bu arada tüm Avrupa'yı dolaştılar.
Günümüzde İtalyanlar -gerçekte, genel planda Latinler- hala kendilerini jest ve hareketlerle ifade etmekte tüm diğer etnik gruplardan ileride ve üstündürler. Eğer tatilinizi İtalya'da -özellikle Napoli yöresinde- geçirdiyseniz başkalarıyla jest ve hareket gücüyle olağanüstü kolaylıkta fikir alışverişinde bulunan insanları fark etmişsinizdir. Sanki ana dillerini konuşuyormuşçasına rahat ve anlaşılır bir şekilde kollar, parmaklar ve yüz ifadeleri ile devam eden bir anlaşma biçimidir bu..
Öyküye göre çok zamanlar öncesi İtalya'nın güney illerini zorbalığı altında inleten bir tiran varmış. Bu zorba, yaptığı kötülükler nedeniyle halkın ayaklanacağı korkusuyla yaşarmış. Ayaklanmayı engellemek amacıyla, ölüm cezası tehdidi altında, çok uzun bir süre insanların birbirleri ile konuşmalarını yasaklamış. Böylece halk, düşünsel ilişkilerini işaretler, jestler ve hareketler yoluyla kurmayı öğrenmiş... Eğer bu öykü gerçekse, İtalyanların hayret verici pandomim nitelikleri, tarihi ve çetin bir kurallar dizgesinin doğal bir yansımasıdır.
En sonunda İtalyan mim komedyenleri, kendileri için güçlü bir kale olan "Fransız Sarayı"nı keşfettiler. Sarayın dans ustaları sayesinde, kısa bir kesinti sonrası, bale dalına atladılar. "Commedia dell'Arte"nin pandomimde İngiltere'deki denkliği onsekizinci yüzyılın ilk başlarında John Weaver ve John Rich'e dek uzanmaktadır. Rich ve Weaver, her temsilde yer alan çok sayıda karakter kullanmışlardı: Harlequine, Subret (operet ve güldürülerde oynak hizmetçi kız rolündeki oyuncu, hoppa genç kadın), Columbine, şişman ve komik Pulcinella, acınası Pierrot, palavracı Scaramouche (eski İtalyan komedisinde soytarı), soytarı Pantaloon (soytarı ihtiyar, bunak adam).. Tüm bunlar ve daha başka karakterler birçok ortam içinde sayısız kereler yer almıştı. Günümüzde, yukarıda saydığımız bu tipleri sirklerde, geleneksel pandomim'de, müzikal revülerde ve opera'da görebiliyoruz. Anılan karakterler aynı zamanda çeşitli baleleri etkilemişlerdir. Örneğin, Petipa'nın "Les Millions d'Arlequin"i, Fokine'in "Karnaval"ı, Balanchine'in "Harlequinade"ı ve Cranko'nun "Harlequin in April"i bunlar arasında sayılabilir.

(Alıntıdır...)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
pandomim(sözsüz oyun)...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tehlikeli oyun

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kavak Yelleri :: Her Telden :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: