Kavak Yelleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kavak Yelleri

En ßüyük Kavak Yelleri Fan Sitesi
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Atilla İlhan Şiirleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Atilla İlhan Şiirleri Empty
MesajKonu: Atilla İlhan Şiirleri   Atilla İlhan Şiirleri Icon_minitimeÇarş. Haz. 11, 2008 1:18 pm

Adımla Nasıl Berabersem

Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
Bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
Koşar gibi yürüyüşün
Karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
Uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
Karanlık boşluklarında akıp giderken zaman

Adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
Seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
Gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
Koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
Ve sonra her zaman her ölümlüye
Aynı şartlar altında kısmet olmıyan
Gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda

Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
Sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın...

An Gelir

An gelir
Paldır küldür yıkılır bulutlar
Gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
O eski heyecan ölür
An gelir biter muhabbet
Çalgılar susar heves kalmaz
Şatârâbân ölür

Şarabın gazabından kork
Çünkü fena kırmızıdır
Kan tutar / tutan ölür
Sokaklar kuşatılmış
Karakollar taranır
Yağmurda bir militan ölür

An gelir
Ömrünün hırsızıdır
Her ölen pişman ölür
Hep yanlış anlaşılmıştır
Hayalleri yasaklanmış
An gelir şimşek yalar
Masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
Direkler çatırdar yalnızlıktan
Sehpada pir sultan ölür

Son umut kırılmıştır
Kaf dağı'nın ardındaki
Ne selam artık ne sabah
Kimseler bilmez nerdeler
Namlı masal sevdalıları
Evvel zaman içinde
Kalbur saman ölür
Kubbelerde uğuldar bâkî
Çeşmelerden akar sinan
An gelir
-lâ ilâhe illallah-
Kanunî süleyman ölür

Görünmez bir mezarlıktır zaman
Şairler dolaşır saf saf
Tenhalarında şiir söyleyerek
kKm duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
Saatlı bir bombadır patlar
An gelir
Attilâ İlhan ölür

Böyle Bir Sevmek

Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Yagmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azicik oksasam sanki cocuktular
Biraksam korkudan gozleri sislenir
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek gorulmemistir

Hayir sanmayin ki beni unuttular
Hala arasira mektuplari gelir
Gercek degildiler birer umuttular
Eski bir sarki belki bir siir
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Boyle bir sevmek gorulmemistir

Yalnizliklarimda elimden tuttular
Uzak fisiltilari icimi urpertir
Sanki gokyuzunde bir buluttular
Nereye kayboldular simdi kimbilir
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Boyle bir sevmek gorulmemistir.


Üçüncü Şahsın Şiiri
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım


Sisler Bulvarı
Elinin arkasında güneş duruyordu
Aylardan kasımdı üşüyorduk
Ağacın biri bulvarda ölüyordu
Şehrin camları kaygısız gülüyordu
Her köşe başında öpüşüyorduk

Sisler bulvarı'na akşam çökmüştü
Omuzlarımıza çoktan çökmüştü
Kesik birer kol gibi yalnızdık
Dağlarda ateşler yanmıyordu
Deniz fenerleri sönmüştü
Birbirimizin gözlerini arıyorduk

Sisler bulvarı'nda seni kaybettim
Sokak lambaları öksürüyordu
Yukarda bulutlar yürüyordu

Terkedilmiş bir çocuk gibiydim
Dokunsanız ağlayacaktım
Yenikapı'da bir tren vardı

Sisler bulvarı'nda öleceğim
Sol kasığımdan vuracaklar
Bulvar durağında düşeceğim
Gözlüklerim kırılacaklar
Sen rüyasını göreceksin
Çığlık çığlığa uyanacaksın
Sabah kapını çalacaklar
Elinden tutup getirecekler
Beni görünce taş kesileceksin
Ağlamayacaksın! ağlamayacaksın!

Sisler bulvarı'ndan geçtim sırılsıklamdı
Islak kaldırımlar parlıyordu
Durup dururken gözlerim dalıyordu
Bir bardak şarapta kayboluyordum
Gece bekçilerine saati soruyordum
Evime gitmekten korkuyordum
Sisler boğazıma sarılmışlardı

Bir gemi beni afrika'ya götürecek
İsmi bilmiyorum ne olacak
Kazablanka'da bir gün kalacağım
Sisler bulvarı'nı hatırlayacağım
Kırmızı melek şarkısından bir satır
Lodos'tan bir satır yağmur'dan iki
Senin kirpiklerinden bir satır hatırlayacağım
Seni hatırlatanın çenesini kıracağım
Limanda vapurlar uğuldayacak

Sisler bulvarı bir gece haykırmıştı
Ağaçları yatıyordu yoksuldu
Bütün yaprakları sararmıştı
Bütün bir sonbahar ağlamıştı
Ağlayan sanki istanbul'du
Öl desen belki ölecektim
İçimde biber gibi bir kahır
Bütün şiirlerimi yakacaktım
Yalnızlık bana dokunuyordu

Eğer sisler bulvarı olmasa
Eğer bu şehirde bu bulvar olmasa
Sabah ezanında yağmur yağmasa
Şüphesiz bir delilik yapardım
Hiç kimse beni anlıyamazdı
On beş sene hüküm giyerdim

Dördüncü yılında kaçardım
Belki kaçarken vururlardı

Sisler bulvarı'ndan geçmediğin gün
Sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm
Yağmurun altında yalnızım
Ağzım elim yüzüm ıslanıyor
Tren düdükleri iç içe giriyorlar
Aklımı fikrimi çeliyorlar
Aksaray'da ışıklar yanıyor
Sisler bulvarı ayaklanıyor
Artık kalbimi susturamıyorum


Saklı Sevda

Cam yeşili bir kız çok kirpikli
Saçları nasıl karanlık bir kızıl
Örtülü bir güzellik benzeri olamaz
Dudaklarındaki kan etkiliyor asıl
Duyarlığı alıngan gönlü ikircikli
Ne yazsam ona tutsak
/Adı şehnaz

Belki kadın belki çocuk iyice kuşkulu
Hangi tutku buğulamış camlarını
Bazen ne çok var bazen ne kadar az
Kan kırmızı yaşayıp yaz akşamlarını
Okşaması boğulmak öpmesi uğultulu
Sabah olsam ona tutsak
/Adı şehnaz

Saklı sevda sevdaların en saklanmışı
Birbirimizde fena boğuluyoruz
Hiç kimse birbirimizin yerini tutamaz
Benimle yaşayamadığı ona uygunsuz
Hiçbir şeye değişmem onunla yaşanmışı
Uygunsam ona tutsak
/Adı şehnaz

Saklı bir sevdadır bulduk sığındık
Bu büyülü bir aşk çünkü yasak
Gizli bir mutluluk ki ne söylesem az
Bin yılda yaşasak hiç de yaşamasak
Varımız yoğumuz aşkımız artık
Hayatım ona tutsak
/Adı şehnaz

Rüzgar Gülü

Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim
Sisler utanacak eğilecek
Ağzının ucundan öpeceğim
Saçına kalbimi takacağım
Avcunda bir şiir büyüyecek
Nerede olduğumu bileceğim

Bu çıplak geceler yok mu
Bu plak böyle ağlamıyor mu
Camları kırmak işten değil
Delirecek miyim neyim
Kirpiklerimden mısra dökülüyor
Kenya'da simsiyah yalnızım
Yoksul bir şilepte gemiciyim
Malezya'da yük bekliyorum
Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim

Gözlerini söndürme muhtacım
Ben senin aydınlığına muhtacım
Yepyeni bir ilkbahar harcayıp
Bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
Rüzgar gülünü arayacağım
Oran'da Pernanbouc'ta Tombuktu'da
Vinçler yine akşamları indirecekler
Yine karanlığa bulaşacağım
Gözlerin rüzgarda savrulacak

İkimiz iki sap buğday olsak
Sen benim olsan, ben senin olsam
Bir gece vakti aklına gelsem
Uykunu tutsam bırakmasam
Seni kucaklasam, kucaklasam
Birbirimizin kalbini dinlesek
Dünyanın kalbini dinlesek
Büyük ateşler yaksalar
İki güvercin uçursalar
Nerede olduğumuzu bilsek


Gece Buluşması
Sen İstinye'de bekle ben buradayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Çünkü ben buradayım karanlıktayım

Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadınmı seni seviyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git

Yüzünü ıslatmadan ağlıyabilir misin
Gece yarıları telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git

Yabancı gibisin miyop gözlerin kısık
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor
Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git


Bela Çiçeği
Alsancak garı'na devrildiler
Gece garın saati bela çiçeği
Hiçbir şeyin farkında değildiler
Kalleş bir titreme aldı erkeği
Elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler
Çantasını karısı taşıyordu

Hiç kimse tanımıyordu kimdiler
Gece garın saati bela çiçeği
Üçüncü mevki bir vagona bindiler
Anlaşıldı erkeğin gideceği
Bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
Bir türlü karısına bakamıyordu

Ayaküstü birer bafra içtiler
Gece garın saati bela çiçeği
Şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
Karanlık gelmişi geleceği
Birdenbire sapsarı kesildiler
Vagonlar usul usul kımıldıyordu


Yağmur Kaçağı

Elimden tut yoksa düşeceğim
Yoksa bir bir yıldızlar düşecek
Eğer şairsem beni tanırsan
Yağmurdan korktuğumu bilirsen
Gözlerim aklına gelirse
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek yoksa beni

Geceleri bir çarpıntı duyarsan
Telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
Sarayburnu'ndan geçiyorum
Akşamsa Eylül'se ıslanmışsam
Beni görsen belki anlayamazsın
İçlenir gizli gizli ağlarsın
Eğer ben yalnızsam yanılmışsam
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek yoksa beni

Attila İlhan


Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlarda bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..

Atilla İlhan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Atilla İlhan Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Atilla İlhan Şiirleri   Atilla İlhan Şiirleri Icon_minitimeÇarş. Haz. 11, 2008 4:20 pm

oo çok sevdiğim şairlerden biri hepsi ayrı güzel paylaşım için saol:)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
xX PrenseS Xx
кaνaк уєℓℓєяi aşığı
кaνaк уєℓℓєяi aşığı
xX PrenseS Xx


Kadın
Mesaj Sayısı : 666
Nerden : Kavak Yellerinin Kalbinden :)
Kayıt tarihi : 03/06/08

Atilla İlhan Şiirleri Empty
MesajKonu: Geri: Atilla İlhan Şiirleri   Atilla İlhan Şiirleri Icon_minitimeÇarş. Tem. 09, 2008 12:07 pm

Teşekkürler cnm mutlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Atilla İlhan Şiirleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kavak Yelleri :: Her Telden :: Serbest Kürsü :: ŞiirLer-
Buraya geçin: